Сумерки наступают рано. (Alacakaranlık erken geliyor.)
Он любит гулять в сумерках. (O alacakaranlıkta yürümeyi sever.)
Мы увидели сумерки через окно. (Biz alacakaranlığı pencereden gördük.)
В сумерках всё кажется другим. (Alacakaranlıkta her şey başka görünüyor.)
Сумерки заставляют меня грустить. (Alacakaranlık beni hüzünlendirir.)
В сумерках город выглядит мистически. (Alacakaranlıkta şehir mistik görünüyor.)
Мы любовались сумерками на берегу реки. (Nehir kıyısında alacakaranlığı seyrettik.)
Сумерки всегда напоминают мне о детстве. (Alacakaranlık bana hep çocukluğumu hatırlatır.)
В сумерках можно услышать пение птиц. (Alacakaranlıkta kuşların ötüşünü duyabilirsin.)
Он писал стихи о сумерках. (O alacakaranlık hakkında şiirler yazardı.)