Англичанка в парке гуляет. (Parkta bir İngiliz kadın yürüyor.)
Она видела Англичанку в музее. (Onu müzede bir İngiliz kadını görmüştü.)
Англичанка учит русский язык. (İngiliz kadın Rusça öğreniyor.)
Я познакомился с Англичанкой. (Bir İngiliz kadın ile tanıştım.)
Англичанка приехала в Москву на каникулы. (İngiliz kadın tatil için Moskova'ya geldi.)
Мы обсуждали политику с Англичанкой. (İngiliz kadınla politika hakkında konuştuk.)
Англичанка, с которой я встретился, очень умная. (Tanıştığım İngiliz kadın çok zeki.)
Её подруга - Англичанка по происхождению. (Onun arkadaşı İngiliz asıllı.)
Англичанка рассказала мне о традициях своей страны. (İngiliz kadın bana ülkesinin geleneklerini anlattı.)
Мы пригласили Англичанку на нашу свадьбу. (Bir İngiliz kadını düğünümüze davet ettik.)