Он стойкий солдат. (O dayanıklı bir asker.)
Стойкий запах кофе наполняет комнату. (Kahvenin dayanıklı kokusu odayı dolduruyor.)
Это стойкий материал. (Bu dayanıklı bir malzeme.)
Мы надеемся на стойкий мир. (Dayanıklı bir barış umudumuz var.)
Его стойкость поражает всех. (Onun dayanıklılığı herkesi şaşırtıyor.)
Стойкость его духа восхищает многих. (Ruhunun dayanıklılığı birçok kişiyi hayran bırakıyor.)
Это стойкое растение выдерживает морозы. (Bu dayanıklı bitki donları dayanır.)
Её стойкость перед лицом трудностей вдохновляет. (Zorluklar karşısındaki dayanıklılığı ilham verici.)
Стойкий характер помогает ему преодолевать препятствия. (Dayanıklı karakteri ona engelleri aşmada yardımcı oluyor.)
Стойкость материала гарантирует долговечность продукта. (Malzemenin dayanıklılığı ürünün uzun ömürlü olmasını garanti eder.)