Несовершенный вид fiillerde eylem devam ettiği için, fiil geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanlarda çekimlenir. Ancak Совершенный вид'de eylem bitmiş olduğu için devam eden şimdiki zamanda fiil çekimlenmez.Yani Совершенный вид'de Şimdiki Zaman yoktur.
Fiil Sıfatlar şimdiki ve geçmiş zamanda , aktif ve pasif isimleri tanımlamak için kullanılır ve adından da anlaşıldığı gibi bu sıfatlar fiilden türetilirler. Örneğin okuyan çocuk, oturan adam, çalışan insan gibi.ПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.
Zarf fiil ; bir fiilin cümlede zarf görevinde kullanıldığı halidir. Genelde yükleme yöneltilen “nasıl” ve “ne zaman” sorularının yanıtıdır. Fiillere bağ fiil eki eklenerek yapılırlar.ДЕЕПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.
Ветер дует сильно. (Rüzgar şiddetli esiyor.)
Мама дуёт на горячий суп. (Anne sıcak çorbaya üflüyor.)
Он подул на свечу, и она погасла. (O mumu üfledi ve mum söndü.)
Дети любят дуть мыльные пузыри. (Çocuklar sabun köpüğü üflemeyi sever.)
В комнате дует из окна. (Odada pencereden esinti var.)
Я подул на чай, чтобы он быстрее остыл. (Çayın daha çabuk soğuması için üfledim.)
Мы дуем на руки, чтобы согреться. (Isınmak için ellerimize üflüyoruz.)
Она дуёт на горячий чай. (O sıcak çaya üflüyor.)
Отец дуёт на костёр, чтобы разжечь огонь. (Baba ateş yakmak için ateşe üflüyor.)
Дует лёгкий ветерок. (Hafif bir esinti esiyor.)
Когда мы подходили к вершине, ветер дул так сильно, что нас шатало. (Zirveye yaklaştığımızda, rüzgar o kadar şiddetli esiyordu ki sallanıyorduk.)
Он уже подул на свечу, когда я вошёл. (İçeri girdiğimde, o zaten mumu üflemişti.)
Дети любили дуть на одуванчики и смотреть, как летают семена. (Çocuklar aslanağzı üfleyip tohumların uçmasını izlemeyi severdi.)
Мы дуем на горячий чай, чтобы он не обжёг нам язык. (Sıcak çaya üflüyoruz ki dilimizi yakmasın.)
Она дует на руки, чтобы не замерзнуть. (O, üşümemek için ellerine üflüyor.)
Когда я был маленьким, я любил дуть на перышки и смотреть, как они кружатся. (Küçükken, tüyleri üfleyip döndüklerini izlemeyi severdim.)
Он подул на угли, чтобы разжечь огонь. (O, ateşi canlandırmak için korlara üfledi.)
Мы дуем на горячее блюдо, чтобы оно быстрее остыло. (Sıcak yemeğin daha çabuk soğuması için üflüyoruz.)
Когда ветер дул особенно сильно, деревья гнулись под его натиском. (Rüzgar özellikle şiddetli estiğinde, ağaçlar rüzgarın etkisiyle eğiliyordu.)
Он дуёт на чай, чтобы не обжечься. (O, yanmamak için çaya üflüyor.)