Играть-Сыграть

Играть

Oynamak

Сыграть

Oynamak

SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

  • Играть Geçmiş Zaman : игравший

    SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

    Fiil Sıfatlar şimdiki ve geçmiş zamanda , aktif ve pasif isimleri tanımlamak için kullanılır ve adından da anlaşıldığı gibi bu sıfatlar fiilden türetilirler. Örneğin okuyan çocuk, oturan adam, çalışan insan gibi.ПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Играть Şimdiki Zaman :
  • Играть Edilgen Geçmiş Zaman : игранный
  • Играть Edilgen Şimdiki Zaman : играемый
  • Сыграть Geçmiş Zaman :
  • Сыграть Edilgen Geçmiş Zaman :

ZARF FİİL-ДЕЕПРИЧАСТИЕ

  • Играть Şimdiki Zaman : играя

    ZARF FİİL - Деепричастие

    Zarf fiil ; bir fiilin cümlede zarf görevinde kullanıldığı halidir. Genelde yükleme yöneltilen “nasıl” ve “ne zaman” sorularının yanıtıdır. Fiillere bağ fiil eki eklenerek yapılırlar.ДЕЕПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Сыграть Geçmiş Zaman :

AŞAĞIDAKİ ÖRNEKLER YAPAY ZEKA (GROK 2) TARAFINDAN ÜRETİLMİŞTİR.

Он играет в футбол по выходным. (O hafta sonları futbol oynar.)

Мы сыграли в карты вчера. (Dün kart oynadık.)

Дети играют на улице каждый день. (Çocuklar her gün sokakta oynar.)

Я сыграл на гитаре на вечеринке. (Partide gitar çaldım.)

Они играют в шахматы каждый вечер. (Onlar her akşam satranç oynar.)

Мы сыграли в волейбол на пляже. (Plajda voleybol oynadık.)

Она играет на пианино с пяти лет. (O beş yaşından beri piyano çalıyor.)

Мы сыграли в прятки с друзьями. (Arkadaşlarımızla saklambaç oynadık.)

Я играю в компьютерные игры после школы. (Okuldan sonra bilgisayar oyunları oynuyorum.)

Он сыграл главную роль в фильме. (O filmde başrol oynadı.)

Она играла на скрипке на концерте в прошлом месяце. (O geçen ay konserde keman çaldı.)

Мы играли в теннис, пока не стемнело. (Hava kararana kadar tenis oynadık.)

Они сыграли в настольный теннис и выиграли. (Onlar masa tenisi oynadılar ve kazandılar.)

Я играю в театре уже три года. (Ben üç yıldır tiyatroda oynuyorum.)

Мы сыграли в баскетбол на новой площадке. (Yeni sahada basketbol oynadık.)

Он играл в оркестре в течение пяти лет. (O beş yıl boyunca orkestrada çaldı.)

Мы играли в бадминтон в парке каждое воскресенье. (Her pazar parkta badminton oynardık.)

Она сыграла важную роль в спектакле. (O oyunda önemli bir rol oynadı.)

Я играю в видеоигры, чтобы расслабиться. (Rahatlamak için video oyunları oynuyorum.)

Они сыграли в игру "Кто я?" на вечеринке. (Onlar partide "Ben kimim?" oyununu oynadı.)