Поглядывать-Поглядеть

Поглядывать

Bakış atmak

Поглядеть

Bakış atmak

SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

  • Поглядывать Geçmiş Zaman : поглядывавший

    SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

    Fiil Sıfatlar şimdiki ve geçmiş zamanda , aktif ve pasif isimleri tanımlamak için kullanılır ve adından da anlaşıldığı gibi bu sıfatlar fiilden türetilirler. Örneğin okuyan çocuk, oturan adam, çalışan insan gibi.ПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Поглядывать Şimdiki Zaman :
  • Поглядывать Edilgen Geçmiş Zaman :
  • Поглядывать Edilgen Şimdiki Zaman :
  • Поглядеть Geçmiş Zaman : поглядевший
  • Поглядеть Edilgen Geçmiş Zaman :

ZARF FİİL-ДЕЕПРИЧАСТИЕ

  • Поглядывать Şimdiki Zaman : поглядывая

    ZARF FİİL - Деепричастие

    Zarf fiil ; bir fiilin cümlede zarf görevinde kullanıldığı halidir. Genelde yükleme yöneltilen “nasıl” ve “ne zaman” sorularının yanıtıdır. Fiillere bağ fiil eki eklenerek yapılırlar.ДЕЕПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Поглядеть Geçmiş Zaman : поглядев

AŞAĞIDAKİ ÖRNEKLER YAPAY ZEKA (GROK 2) TARAFINDAN ÜRETİLMİŞTİR.

Он часто поглядывал в окно. (O sık sık pencereden bakıyordu.)

Я поглядел на часы и понял, что опаздываю. (Saate baktım ve geç kaldığımı anladım.)

Мы поглядывали на небо, ожидая дождя. (Biz gökyüzüne bakıyorduk, yağmur bekliyorduk.)

Она поглядела на меня с удивлением. (O bana şaşırarak baktı.)

Я поглядел на карту, чтобы найти путь. (Yolu bulmak için haritaya baktım.)

Дети поглядывали на игрушки в магазине. (Çocuklar mağazadaki oyuncaklara bakıyordu.)

Он поглядел на меня и улыбнулся. (O bana baktı ve gülümsedi.)

Мы поглядывали на экран телевизора. (Biz televizyon ekranına bakıyorduk.)

Я поглядел на него, но он не заметил. (Ona baktım ama o fark etmedi.)

Она поглядела на меня с недоверием. (O bana güvensizlikle baktı.)

Каждый раз, когда он слышал шаги, он поглядывал в сторону двери. (Her adım sesi duyduğunda kapıya doğru bakıyordu.)

Она поглядела на фотографию и вздохнула. (Fotoğrafa baktı ve iç geçirdi.)

Мы поглядывали на небо, надеясь увидеть метеорит. (Gökyüzüne bakıyorduk, bir meteor görmeyi umuyorduk.)

Он поглядел на меня с таким выражением, что я не мог понять его мысли. (Bana öyle bir ifadeyle baktı ki düşüncelerini anlayamadım.)

Я поглядел на документы, но не нашел нужной информации. (Evraklara baktım ama aradığım bilgiyi bulamadım.)

Она поглядела на часы и поняла, что уже поздно. (Saate baktı ve artık geç olduğunu anladı.)

Мы поглядывали на него, ожидая его реакции. (Onun tepkisini bekleyerek ona bakıyorduk.)

Он поглядел на меня так, как будто хотел что-то сказать. (Bana sanki bir şey söylemek ister gibi baktı.)

Я поглядел на небо, размышляя о вечности. (Gökyüzüne bakarak sonsuzluk hakkında düşündüm.)

Она поглядела на меня с упреком, но я не понял, что сделал не так. (O bana sitemle baktı, ama neyi yanlış yaptığımı anlamadım.)