Произносить-Произнести

Произносить

Telaffuz etmek, söylemek

Произнести

Telaffuz etmek, söylemek

SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

  • Произносить Geçmiş Zaman : произносивший

    SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

    Fiil Sıfatlar şimdiki ve geçmiş zamanda , aktif ve pasif isimleri tanımlamak için kullanılır ve adından da anlaşıldığı gibi bu sıfatlar fiilden türetilirler. Örneğin okuyan çocuk, oturan adam, çalışan insan gibi.ПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Произносить Şimdiki Zaman :
  • Произносить Edilgen Geçmiş Zaman :
  • Произносить Edilgen Şimdiki Zaman : произносимый
  • Произнести Geçmiş Zaman : произнёсший
  • Произнести Edilgen Geçmiş Zaman : произнесённый

ZARF FİİL-ДЕЕПРИЧАСТИЕ

  • Произносить Şimdiki Zaman : произнося

    ZARF FİİL - Деепричастие

    Zarf fiil ; bir fiilin cümlede zarf görevinde kullanıldığı halidir. Genelde yükleme yöneltilen “nasıl” ve “ne zaman” sorularının yanıtıdır. Fiillere bağ fiil eki eklenerek yapılırlar.ДЕЕПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Произнести Geçmiş Zaman : произнёсши

AŞAĞIDAKİ ÖRNEKLER YAPAY ZEKA (GROK 2) TARAFINDAN ÜRETİLMİŞTİR.

Он произносит слово "здравствуйте" очень хорошо. (O "merhaba" kelimesini çok güzel telaffuz ediyor.)

Мы всегда произносим это слово вместе. (Bu kelimeyi hep birlikte telaffuz ediyoruz.)

Она произнесла стихотворение на уроке. (Ders sırasında şiir okudu.)

Мальчик произносит буквы алфавита. (Çocuk alfabe harflerini telaffuz ediyor.)

Ты произнёс это слово неправильно. (Bu kelimeyi yanlış telaffuz ettin.)

Они произносят имена своих друзей. (Arkadaşlarının isimlerini telaffuz ediyorlar.)

Я всегда произношу это слово правильно. (Bu kelimeyi her zaman doğru telaffuz ederim.)

Она произнесла своё имя на вечеринке. (Partide adını söyledi.)

Ты произносишь это слово не так, как я. (Bu kelimeyi benim telaffuz ettiğim gibi değil.)

Мы произносим это слово каждый день. (Bu kelimeyi her gün telaffuz ediyoruz.)

Он произносил речь перед большой аудиторией. (Büyük bir kitleye karşı konuşma yaptı.)

Мы не могли понять, что он произносит. (Ne söylediğini anlayamadık.)

Она произнесла свои слова с большой уверенностью. (Kelimelerini büyük bir güvenle söyledi.)

Произнося эти слова, он смотрел прямо мне в глаза. (Bu kelimeleri söylerken gözlerimin içine baktı.)

Он произнёс фразу, которая меня очень удивила. (Beni çok şaşırtan bir cümle söyledi.)

Произнося эту фразу, он хотел показать свою ученость. (Bu cümleyi söyleyerek bilgili olduğunu göstermek istedi.)

Она произнесла своё мнение по этому вопросу. (Bu konuda görüşünü belirtti.)

Он произносит слова с акцентом, который мне нравится. (Sözcükleri hoşuma giden bir aksanla söylüyor.)

Произнося эту фразу, он явно хотел кого-то задеть. (Bu cümleyi söylerken açıkça birini incitmek istedi.)

Они произносили слова на языке, который я не понимаю. (Anlamadığım bir dilde kelimeler söylüyorlardı.)