Трогать-Тронуть

Трогать

Dokunmak, ellemek

Тронуть

Dokunmak, ellemek

SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

  • Трогать Geçmiş Zaman : трогавший

    SIFAT FİİL-ПРИЧАСТИЕ

    Fiil Sıfatlar şimdiki ve geçmiş zamanda , aktif ve pasif isimleri tanımlamak için kullanılır ve adından da anlaşıldığı gibi bu sıfatlar fiilden türetilirler. Örneğin okuyan çocuk, oturan adam, çalışan insan gibi.ПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Трогать Şimdiki Zaman :
  • Трогать Edilgen Geçmiş Zaman : троганный
  • Трогать Edilgen Şimdiki Zaman : трогаемый
  • Тронуть Geçmiş Zaman : тронувший
  • Тронуть Edilgen Geçmiş Zaman : тронутый

ZARF FİİL-ДЕЕПРИЧАСТИЕ

  • Трогать Şimdiki Zaman : трогая

    ZARF FİİL - Деепричастие

    Zarf fiil ; bir fiilin cümlede zarf görevinde kullanıldığı halidir. Genelde yükleme yöneltilen “nasıl” ve “ne zaman” sorularının yanıtıdır. Fiillere bağ fiil eki eklenerek yapılırlar.ДЕЕПРИЧАСТИЕ ile ilgili dersimize buradan ulaşabilirsiniz.

  • Тронуть Geçmiş Zaman : тронув

AŞAĞIDAKİ ÖRNEKLER YAPAY ZEKA (GROK 2) TARAFINDAN ÜRETİLMİŞTİR.

Это яблоко можно трогать. (Bu elmayı dokunabilirsin.)

Не трогай цветы, пожалуйста. (Lütfen çiçeklere dokunma.)

Она трогает руку брата. (O kardeşinin eline dokunuyor.)

Ты трогал мой телефон? (Telefonuma dokundun mu?)

Мы не должны трогать этот предмет. (Bu eşyaya dokunmamalıyız.)

Он тронул плечо девушки. (O kızın omzuna dokundu.)

Ты можешь тронуть эту картину? (Bu resme dokunabilir misin?)

Мама, можно трогать кота? (Anne, kediye dokunabilir miyim?)

Они трогали снег вчера. (Onlar dün kara dokundular.)

Ты тронул мою книгу? (Kitabıma dokundun mu?)

Никто не смел тронуть корону. (Kimse taça dokunmaya cesaret edemedi.)

Он трогал её сердце своими словами. (O, sözleriyle onun kalbine dokunuyordu.)

Мы не должны трогать исторические артефакты. (Tarihi eserlere dokunmamalıyız.)

Эта тема трогает меня до глубины души. (Bu konu beni derinden etkiliyor.)

Она тронула его плечо, чтобы привлечь внимание. (O, onun dikkatini çekmek için omzuna dokundu.)

Ты когда-нибудь трогал настоящий алмаз? (Hiç gerçek bir elmasa dokundun mu?)

Он тронул тему, которая никому не нравится. (O, kimsenin hoşlanmadığı bir konuya dokundu.)

Музыка трогает душу каждого. (Müzik herkesin ruhuna dokunuyor.)

Эти воспоминания трогают меня каждый раз. (Bu anılar her seferinde beni etkiliyor.)

Она тронула его руку, чтобы успокоить. (O, onu sakinleştirmek için eline dokundu.)